Valimiz Kadir Ekinci, 'Bingöl Üniversitesi 2019/2020 Akademik Yılı Açılış Töreni'ne katıldı.

Bingöl Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezinde düzenlenen programa Valimiz Kadir Ekinci’nin yanı sıra Belediye Başkanı Erdal Arıkan, Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Çapak, Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikolog Nevzat Tarhan, kurum amirleri, akademisyenler, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Programın açış ve selamlama konuşmasını yapan Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Çapak, ‘Üniversitemiz genç ve dinamik bir üniversite. Yeni kurulan bir üniversite olmamıza rağmen gerek akademik açıdan gerekse fiziksel açıdan çok iyi mesafe kat ettik. 2007 yılından sonra kurulan üniversiteler arasında sıyrılan bir üniversite olduk. Pilot Üniversite ile üretilen projelerle ilimiz ve bölgesel kalkınma adında çok güzel projeler ürettik, üretmeye de devam edeceğiz’ dedi.

Daha sonra konuşan Belediye Başkanı Erdal Arıkan ise '2019-2020 Akademik Yılının hayırlı olması' temennisinde bulundu.  

Konuşmalarını yapmak üzere kürsüye teşrifleri arz olunan Valimiz Kadir Ekinci ise yaptığı konuşmada şunları söyledi:

‘Üniversitemizin 2019-2020 Akademik Yılının tüm öğrencilerimiz, akademisyenlerimiz, ilimiz ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Yeni akademik yılda hocalarımıza ve öğrencilerimize Rabbu-l Aleminden başarılar niyaz ediyorum.

Tabi Akademik Yıl Açılış Programı vesilesiyle çok değerli bir misafirimiz, Sayın Nevzat Tarhan Hocamız var aramızda.

Ben kendilerine ‘hoş geldiniz, safalar getirdiniz’ diyorum.

Değerli Misafirler

Kültür kodlarımızın ve medeniyet tecrübemizin en büyük hassasiyeti eğitimdir.

Beyazın zıddı nasıl siyah, kara ve kötümserlik ise, eğitimin zıddı da bilgisizlik, adaletsizlik, zulüm ve kötülüktür.

‘Yeryüzünde kötülük kalmayıncaya ve iyilik tamamen hakim oluncaya kadar…’ şeklinde büyük bir hedefimiz var bizlerin.

Sadece kendimiz için değil, tüm insanlık için ‘huzur, refah, barış ve emniyet’ gibi ideallerimiz olduğu için herkesten fazla eğitim konusuna eğilmemiz gerekiyor.

Dünya bugün, ‘tüketim, eğlence, gösteri’ gibi kavramların ve davranışların etkilediği birey, gençlik ve aile gibi sorunlar yaşıyor.

Okuma, düşünme, kendi çabası ile kendi kimliği oluşturma davranışlarından uzaklaştığımız bir zamanda, dermanımızı yine kendi zihin coğrafyamızda, kendi gönül atlasımızda aramalıyız.

İnşallah bu konudaki engin bilgi ve tecrübeleri ile Sayın hocamızdan bugün, ‘Değişen Dünya, Gençlik ve Aile’ başlıklı konferans ile ziyadesiyle istifade edeceğiz.

Değerli misafirler.

Eğitim ve öğretim dinamik bir süreçtir. Her şeyin her an değiştiği bir dünyada süreçleri takip ederek yeni pozisyonlar almamız gerekiyor. Bilgi teknolojileri, beyin gücü, bilimsel bilgi, bilgi ve toplum, bilgi ve ahlak gibi konularda sürekli kendimizi yenilememiz gerekiyor.

‘Bilgi Güçtür’ diyor batılı bir yazar. Bizler hayata ve insanlığa dair büyük hedefleri olan bir yürüyüşün yolcularıyız. İyiliklerin çoğalması ve kötülüklerin azalması; hukuk, merhamet, paylaşım, bilgelik ve hikmet gibi değerler ile toplumun şekillenmesi için daha fazla çaba, daha fazla samimiyet ve daha fazla bilgi diyoruz.

Tabi bu çabaların yoğunlaştığı merkezi bir kavram var: Sayın Cumhurbaşkanımızın da her vesile ile vurguladığı ‘Nitelik’.

Öğrencilerimizin, hocalarımızın, dersliklerimizin, araç ve gereçlerimizin, kitaplarımızın nitelikli olması gerekiyor. Ürünlerimizde bilimsel kalite konusunu asla atlamamalıyız. Bilim ahlakı neyi gerektiriyorsa o minval üzere hareket etmeliyiz.

Değinmek istediğim bir diğer husus da şudur:

Bingöl Üniversitesi, Yükseköğrenimde başarının yollarından biri olarak belirli alanlarda ihtisaslaşma, uzmanlaşma ve markalaşma konusunda takdire şayan bir süreç yaşıyor. Tarım ve Havza Bazlı Bölgesel Kalkınma Projesi kapsamında PİLOT Üniversite seçilen üniversitemizin  yaptığı araştırmalar ve uyguladığı projeler ile önemli bir kalite standardı yakaladığını düşünüyorum.

Bu vesileyle sayın hocama ve çalışma arkadaşlarına teşekkürlerimi sunuyorum.

Değerli misafirler

Bizler, milletimizin her bir ferdinin zekasına, kabiliyetine, çalışkanlığına, üretkenliğine ve azmine sonsuz güven duyuyoruz. Yapmamız gereken, bu potansiyeli eğitim-yoluyla hem bireylerimizin, hem milletimizin, hem de devletimizin hayrına neticelere vesile olacak şekilde yönlendirmektir.

'Kalem, kitap, öğretmen, okul' gibi zihin inşa eden kavramlar bizim öz kültürümüzün temel taşlarıdır.

Sormak, sorgulamak, bilgiye giden farklı yöntemlerle bilgi üretmek yabancısı olduğumuz veya modern zamanlarda öğrendiğimiz hususlar değildir.

Bilgiyi insanlığın emrinde ve insanlığın selameti için kullanmak da bizleri dünya milletlerinden ayıran bir diğer mümtaz özelliğimizdir.

Bu özelliklerimizi diriltmek ve yaşanır kılmak dileğiyle diyor ve sözü Sayın hocamıza bırakmak üzere konuşmamı burada tamamlamak istiyorum.

Tekrar, 2019-2020 Akademik Yılının tüm öğrencilerimize ve hocalarımıza hayırlar getirmesini temenni ediyor, sizleri saygı ve hürmetle selamlıyorum.’

Konuşmaların ardından ‘Değişen Dünya, Gençlik ve Aile’ konulu konferansını yapmak için kürsüye davet edilen Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise konuşmasında ana başlıkları ile şu hususlara değindi:

“Aile Bütünlüğü İçin Rekabetçi Değil, Tamamlayıcı İlişki”

‘Değişen Dünya, Gençlik ve Aile' konulu konferansta Prof. Dr. Tarhan, önemli paylaşımlarda bulundu. Günümüzde insanlık tarihinde görülmemiş oranda benmerkezciliğin yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Tarhan, pozitif psikolojinin mutsuzluk karşısında kurtuluş olarak görüldüğünü ifade etti. Eşlerin birbirlerini değiştirmeye çalışmamaları gerektiğini hatırlatan Tarhan, rekabetçi iletişimden ziyade tamamlayıcı ilişkinin ilke edinilmesi gerektiğini vurguladı.

“İnsanlık tarihinde görülmediği kadar çok benmerkezcilik yaşanıyor”

        Bingöl Üniversitesi Psikoloji Kulübünün katkılarıyla, Bingöl Valiliği ve Belediye Başkanlığının desteğiyle Recep Tayip Erdoğan Kongre Merkezinde gerçekleştirilen konferansta konuşan Prof. Dr. Tarhan, ‘Değişen Dünya, Gençlik ve Aile' başlığında önemli paylaşımlarda bulundu. Günümüzde batının yaşadığı medeniyet krizine vurgu yapan Prof. Dr. Tarhan Kaliforniya sendromu ile batılıların hedonizm, egosantrizm, yalnızlık ve sonucunda da mutsuzluk yaşadığını söyledi. Duygusal çıkarlardan ziyade menfaatin ön plana çıktığı ilişkilerin gözlendiğine dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, insanlık tarihinde olmadığı kadar günümüzde benmerkezciliğin arttığını kaydetti.

Prof. Dr. Tarhan, ailelere sera çiçeği gibi çocuk yetiştirmeyin uyarısında da bulundu

        “Acı, değiştiriyor, geliştiriyor” şeklinde sözlerini sürdüren Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam etti: “Ormanlarda bulunan asırlık ağaçlara bakın. Göreceksiniz ki asırlık bu ağaçlar fırtınalara, sel, yağmur, rüzgârlara direnmiş ağaçlardır. Böylece uzunca yıllar ayakta kalabilmişlerdir. Günümüzün kimi aileleri çocuklarını sera çiçeği gibi yetiştirdiğine şahit oluyoruz. Bu tutum çocuklarımıza çok zarar verir. Çocuklarımızı konformist yetiştirmekten uzak duralım. Acı çekmek değişim, gelişimin bir parçası. Bu acılar çocukları geliştirecektir. Onlara yeteneklerini geliştirmek için fırsat tanıyalım. Çok müdahale etmeyelim.”

Aileyi yıkan ve ayakta tutan değerler

        Günümüzde aileyi zayıflatan 3 hastalığın sekülarizm, sosyal anomi ve bireycilik olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tarhan, aileyi bir arada tutan değerleri ise meşveret, eşitlik, özerklik, hakkaniyet, sevgi, adalet, saygı, güven, paylaşımcılık, maddi ve manevi kazanımlar olarak sıraladı.

        Program, soru ve cevap faslı ve Sayın Valimizin Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a plaket takdimi ile sona erdi.