Panel: ‘Din İstismarı ile Mücadele’

26.04.2018
 
 
 
         
                Din istismarı ile mücadele etmek ve bu konuda toplumu Kur’an ve sünnete dayalı sahih dinî bilgi ile aydınlatmak amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından ilimizde gerçekleştirilecek bilgilendirme toplantıları kapsamında Bingöl Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezinde ‘Din İstismarı ile Mücadele’ konulu panel yapıldı.

                Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) 15 Temmuz hain darbe girişimi ile ilgili sinevizyon gösterimiyle ile devam etti.

                Sinevizyon gösteriminin ardından açılış konuşması yapan İl Müftüsü Mecit CAN, ‘Öncelikle programa büyük bir teveccüh gösteren sevgili öğrencilerimize teşekkür ediyorum. Ülkemizde, son zamanlarda dine dayandığını ifade eden örgütlerin baskısı altında bir takım sıkıntılar yaşandı. Milletimizin dinimiz ile ilgili sağlıklı bilgi edinme noktasında, Başkanlığımız sorumluluğunu yerine getirmek amacıyla tüm yurtta din istismarı ile ilgili Bilgilendirme toplantıları başlattı. İlimizde de öncelikle siz değerli öğrencilerimizden başlamak suretiyle bilgilendirme toplantılarımızı başlattık, programımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyor hepinizi saygıyla selamlıyorum’ dedi.

                 Daha sonra selamlama konuşmasını yapan Valimiz Sayın Ali MANTI ise şunları söyledi:

                ‘Değerli katılımcılar, kıymetli hanımefendiler ve beyefendiler!

                Öncelikle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Ülkemiz ve dünya genelinde böylesi güncel bir konuya değinerek bu programı yapan Diyanet İşlerine, il müftümüze ve ekibine teşekkür ediyorum.
              
          Hepimiz elhamdülillah inanıyor ve inanmanın gereklerini yerine getirmeye çalışıyoruz. Güzel bir ülkede yaşıyoruz; ciddi sayıda din görevlimiz mevcut. Bu bağlamda hafızlarımız, vaaz verenlerimiz ve manevi mesuliyetle dini temiz bir edayla söyleme kavuşturan görevlilerimiz vardır ve bunun yanında büyük bir dinleyici kitlemiz de mevcuttur. Ancak şuna da dikkat etmemiz gerekiyor ki; bizler dinlediklerimizi ve anladıklarımızı hayatlarımıza canlı olarak ne ölçüde intikal ettirebiliyoruz. İslam dini tüm insanlığa gelen bir dindir lakin İslam dininin yürütme organı Müslümanlardır. Biz inananlar olarak bu yürütme organını icra ederken ne kadar doğruyuz buna da dikkat etmemiz gerekmektedir. Din istismarı konusuna değindiğimizde gerek eski tarihlerde gerekse de günümüzde bunun yaşandığına şahit oluyor ve zaman zaman toplumun manevi duyguları istismar edilerek kendini yenileyen hareketler ortaya çıkardığını görüyoruz. Bu doğrultuda ‘istismar sonucunda hayat bulan terör örgütlerinin varlığı karşısında millet olarak bizim asli görevlerimiz nelerdir ve hangi çözüm yolları kullanılarak devletimizin birliğini ve milletimizin bütünlüğünü tehdit niteliğindeki bu örgütleri yok edebiliriz’ bunları düşünmemiz gerekmektedir.

                Bilindiği üzere ülkemiz çok kısa süre önce dini duyguları amaçlarına araç kılan FETÖ gibi bir örgütün ihanetiyle karşı karşıya gelmiş ve milletimizin onurlu mücadelesiyle bu ihanet geri püskürtmüştür. Allah böylesi ihanetler karşısında milletimizi korusun ve devletimizin gücüne güç katsın. Toplumda mevcut böylesi hareket ve oluşumları sosyolojik açıdan tedavi edebilmemiz için çok dikkatli olmamız gerekmektedir. Kin, nefret ve düşmanlıktan öte bir ve beraber olmanın verdiği gerekleri yerine getirerek, devletimize sahip çıkmalı –ki ehil olmayan bu gibi insanlara aman vermeden de değerlerimizi hassasiyetle korumamız gerekmektedir. Toplumun sosyolojik yapısını tedavi edelim derken yeni travmalara, düşmanlıklara ve bölünmelere sebebiyet vermemeliyiz. Bu mevcut sorunlara bir cerrah titizliğinde yaklaşılmalı ve çözüm yollarını da bu şekilde dizayn etmek zorunluluğunu gütmeliyiz. Milletimiz tarihten bu yana adalet ülküsü ışığında vicdan ve merhameti göz önünde bulundurarak toplumdaki yaraları sarma gayreti içerisinde olmuştur ve olmaya da devam edecektir.

               Din görevlilerimizin toplum nazarında bir karşılığı vardır; bunu daha güçlü bir Türkiye yolunda ve bilinçli nesiller yetiştirmek için büyük bir özen ile değerlendirmeliyiz. Devlet ve millet olarak asli vazifemiz bir ve beraber olma duygusunu yeni nesillere aşılamak olmalıdır. Bizim temel dinamiklerimiz devletimiz, milletimiz, bayrağımız ve toprağımızdır; bu coğrafyada mazlum insanların yegâne son kale ve sığınılacak tek liman Türkiye’dir. Biz devlet ve millet olarak inancımız gereği bunu yapmaktayız ve yapmaya da devam edeceğiz.

                Şöyle ki Hz. Ömer’in de dediği gibi ‘kardeşler arasında çıkan kavga, ormana düşmüş ateş gibidir.’ Bu bilinçle kardeşliğimizin daim olmasını yüce Allah’tan niyaz eder, hepinize sevgi ve saygılar sunarım.’
 
                Panel moderatörü ve Diyanet İşleri Başkanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Haydar Bekiroğlu, din istismarı konusunun, İslam ümmetinin birlik ve beraberliğini tehdit eden ciddi bir güvenlik meselesine dönüştüğüne dikkat çekerek şunları kaydetti:

                ‘Bugün, sizler ve bizler için önemli olan bir konu için buradayız. Din alanı duygularımız, kalbimiz ve inancımızla ilgili boyutlar taşımaktadır. Din, bir tarafta akıl ve mantığımıza diğer tarafta gönlümüze ve duygularımıza hitap eder. İslam dini bizlere, temel fıkhı hüküm alanları dışında fikir ve teori geliştirme imkânı sağlamıştır. İnsanların farklı görüş geliştirilmesi için müsaade edilen bu alanı bir istismar malzemesi olarak kullanan, rant ve çıkar devşirme, insanları din üzerinden köleleştirme ve robotlaştırma çabasında olan örgütler ortaya çıkmıştır. Şehadet ve cihat kavramları bu tip örgütlerin ifadelerinde geçen kavramlardır. Şehadet kavramını başka boyuta çekmek suretiyle bir gencin heyecanına hitap ederek “sen üzerine bombaları bağla git patlat, Hz. Peygamber seni bekliyor” demek bir din istismarıdır. O genci motive eden olgu, İslam’ın cihat ve şehadet kavramlarının istismar edilmesinden doğmuştur. Cihat kavramının istismar edilmesinde iki farklı gaye vardır. Birinci gaye, cihadın sadece kalemle tefekkürle sınırlı olduğunu söyleyerek, her zaman asimile edilebilen, ezilen ve ezilince ses çıkarmayan bir Müslüman toplum oluşturmak. İkinci gaye, Hz. Muhammed (s.a.v.)  kılıçla İslam’ı yaydığı şeklinde bir algı oluşturarak Avrupa’daki gençlerin zihninde, bunlar hiçbir şeyden anlamaz tek anladıkları şey kılıçla kafa koparmaktır imajı oluşturmaktır. İşte bunun gibi cihat ve şehadet kavramlarının farklı gayelerde anlatılması İslam dinini yıkmak ve karalamak için kurgulanmıştır’ dedi.

                Ankara Yenimahalle Müftülüğü Uzman Vaizesi Münevver Serim GÜNGÖR Panelde DEAŞ Terör Örgütünden bahsederek. DEAŞ’ın nasıl ortaya çıktığı, kimlerin katıldığı, dini metinleri nasıl suiistimal ettiğini, kendi akımına mensup olmayanları nasıl tanımladıkları, şirk iddiası ile tarihi mirasları nasıl yok ettiği ve DEAŞ terör örgütü ve benzer örgütlerden korunma yol ve yöntemleri hakkında bilgiler aktardı.
                Daha sonra bir sunum gerçekleştiren Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü Program Geliştirme Daire Başkanı Osman ALPASLAN, ‘din istismarının, din sömürüsü yapmak, dine dair kavramlar ve değerler yoluyla insanları aldatarak maddi veya manevi çıkar ele etmek olduğunu vurgulayarak, FETÖ’nün nasıl bir zeminde ortaya çıktığı, nasıl bir yapılanması olduğu, temel özelliklerinin ne olduğu, kimleri ve neleri istismar ettiği, FETÖ elebaşının İslam’a aykırı söylemlerinin neler olduğu hakkında katılımcıları aydınlatarak; vatandaşlarımızla, din görevlilerimizle, sanatçılarımızla, akademisyenlerimizle ve gençlerimizle hep birlikte dini mübin-i İslam’ın doğru anlaşılması ve yaşanması için üzerimize düşen mesuliyeti yerine getirmemiz gerektiğini söyledi.

                Bingöl Üniversitesi Recep Tayyip ERDOĞAN Kongre merkezinde gerçekleştirilen panele  Valimiz Sayın Ali MANTI’nın yanı sıra Bingöl Üniversitesi Rektör Yrd. Prof. Dr. Hasan ÇİFTCİ, İl Müftüsü Mecit CAN, Müftülük personeli, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.

                Program, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
 
 

                Daha sonra Valilik toplantı salonunda kurum müdürleri ve STK Temsilcileri ile ‘Din İstismarı İle Mücadele Bilgilendirme Toplantısı’ yapıldı.
                Valimiz Sayın Ali MANTI, burada yaptığı konuşmada ise şunları söyledi:

                ‘Sayın Genel Müdürüm, amirlerimiz, kıymetli hazirun.

                Bu sabah Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezinde Genel müdürümüzün programına katıldık. Programın güzel geçtiğine inanıyorum. Günümüzün dertlerini, sıkıntılarını dile getiren bir program oldu. Ülkemizin en büyük problemlerinden biri sadece din istismarı değil her alanda istismar var. Cinsel istismar var, politik istismar var, ekonomik istismar var, arkadaşlık, kardeşlik her türlü istismar var. Bunları hangi kanallardan, ne yaparak çözebiliriz ya da ne yaparak bunun şiddetini azaltabiliriz. Bunları konuşup tartışmamız lazım. Toplantının hayırlara vesile olmasını diliyorum.’

                Bilgilendirme toplantısı Diyanet İşleri Başkanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Haydar Bekiroğlu ve Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü Program Geliştirme Daire Başkanı Osman ALPASLAN’ın sunumları ile tamamlandı.
 
 
 

Bizi Takip Edin

İnönü Mahallesi Genç Caddesi No:24 Hükümet Konağı / BİNGÖL
+90(426) 213 10 01-02